96’da kendime bir şiir antolojisi almış, iki ciltlik kitabın sayfaları arasında uzun
bir yolculuğa çıkmıştım. bazı sayfalarda durmuş, dinlenmiş sonra yola devam etmiştim. dinlendiğim yerlere izler bırakmışım seneler sonra bakınca, burda durmuşum, dinlenmişim diyorum. veda da öyle bir durak..
VEDA
Bu şehirden gidiyorum
Gözleri kör olmuş kırlangıçlar gibi
Gururu yıkılmış soy atlar gibi
Bu şehirden gidiyorum
İnsanlar taş gibi bana yabancı
Ağaçlar bensiz hüküm giyecek bulvarlarda
Bir tambur bir yalnızlığı anlatıyorsa
O ışıksız pencereden
Ben onu bile bile duymuyor gibiyim.
Bu şehirden gidiyorum
Gömerek geceyi içime
Sabahın hüznünü beklemeden
Gidiyorum bu şehirden
erdem beyazıt
gitmiş bu şehirden ebediyen…
nusret çolpan, necati coşan, cengiz aytmatov, ahmet yüksel özemre’den sonra, erdem beyazıt da katılmış davetliler arasına..
böyle bir yazı şöyle bitmez di mi? bu yaz iyi konser yaptı, iyi de göç..
sahi bu yaz ne çok göçtüler…
BeğenBeğen
yaz yeni başladı sayılır..göç bitmiştir inşallah..
BeğenBeğen
güzel insanlar güzel atlara binip gittilerkalanlara selam olsun
BeğenBeğen