bu haftaki dersimizin konusu buymuş.çapa: ben içerim bana getir/ al iç.
Ay: Temmuz 2009
hüsn-i tal’ilin ustasıyım, gözlerinin hastasıyım
ne işle iştigal ederim?efendim bendeniz estetisyenim. hâlleri vaziyetleri itina ile estetize ederim.o kadar maharetliyim ki bu konuda hâl bile tanıyamaz kendini sonunda.
fikri hür vicdanı hür
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat bir nefes de hürriyet gibi.
köklülük/köksüzlük
önce köklülüğe hayran kaldığımı yazdım, mekan purblog zaman beş yıl öncesi idi. seyrettiğim filmlerde büyük büyük büyük babalardan bahsediliyordu, yüzyıllar öncesi yapılan göçler anlatılıyor, nerelisin sorusuna böyle cevap veriliyordu. taberani dünya tarihini anlatacağı zaman adem’le havva’dan başlıyordu. sonra biriyle tanıştım büyük büyük büyük çok büyük babasının yaptıklarını anlattı bana. bu dedeler bir isyanı bastırmış ve…
kaçantat
how i met your mother dizisinin bir bölümünde (hangi bölüm olduğunu hatırlayan bir adım öne çıksın) karakterler sırayla içlerinden biriyle ilgili fark ettikleri bir özelliği diğerleriyle paylaşıyordu, aklımda kalan lily’nin gürültülü yemek yemesi, ted bir kere bunu dedikten sonra marshall için artık kulak tırmalayıcı olmaya başlamıştı bile lily’nin daha evvel hiç fark etmediği yemek sesleri….
barnga
sevgili lifeograph,bugün kültürlerle ilgili oyunlar oynadık ve bir çok şeyler fark ettik.yolda düşünüyorken fark ettiklerimi b. ile konuşasım geldi.belli türde konuşmalarımı yapabildiğim az kişiden biriydi b. belki de tekti çünkü onunla farklı bir ortak zemin üzerinden konuştuğumuzu hatırlıyorum.sevgili lifeograph baban seni windows a taşırmış belki, o zaman ben de senle konuşurum, sana yazılar yazarım derim…
dağları görmek istiyorum gandalf, dağları yine!
içim shire gibi yemyeşil ve huzurluben bir hobbit gibi rahatına düşkün ve halinden mutluolmama rağmenyollara düştüm, dağları aştım, ejderhalarla savaştımhep o huysuz ihtiyar gandalf yüzünden.peyki tamam, ben de dünden meyyaldim macerayaişin aslı şu ki içerde iki farklı duygu barınmaktahem bastığı yeri seven hem de hep uzakları özleyenbilbo baggins bir hobbitim ben.
how i met your father
nida ile bu yaz macera dolu bir yolculuk yaptık ve zorlandığımız her anda, kaçırdığımız trenlerle bratislava’da sabahlayacağımız fikriyle, viyana’daki ilk gün emniyet müdürlüğünde, çektiğimiz onca fotoğraf bir anda silindiğinde, neden geldim viyana’ya türkülerinden hemen sonra yüzümüz gülsün diye tekrar ettiğimiz şey ” sene 2009, nida/aslı teyzenle ben…” repliği idi, bu repliğin bana çağrıştırdığı ise elbette…
dün bezmimizin bir ezeli neşesi vardı
yazları güneşli, neşeli ve tatilli olur, ikindi güneşiyle eve girmek mümkün olur.aynı kitaplardaki gibi olur, kadıköy’ünün romanı ve huzurdaki gibi.yaz akşamları olur, yaz öğleden sonraları olur.yıldızda hiç bitmeyen kahvaltılar, beylerbeyinde hiç bitmeyen ikindi çayları, kuzguncukta çekirdek çitlerken izlenilen yazlık sinemalar, piyer lotide kahveler, üsküdarında kahkahalar, modada şarkılar olur.ben yazları severim.sen de yaz yaz yaz, bir…
çekmesene kardeşim
bazen ben uçarımsonra bazenleri de bir el beni aşağı çeker.