Instagramdaki notesfromyourtherapist hesabını seviyorum, görselmiş gibi davranan bir ses hesabı, duyalım diye. bu postunda da diyor ki Eğer ihtiyaç sahibi olmaktan nefret ediyorsan, sürekli bir stres halindesin demektir. Çünkü insan sinir sistemi başkalarıyla güvenli duygusal bağlantılar kurmak üzere gelişmiştir. Başkasına ihtiyaç duymak insan biyolojisi için çok temel bir hal. İnsanlara başkasına ihtiyaç duymamayı öğretmek travmayı…
Ay: Mart 2019
manipülasyon ve şirin
Akşam online seansım vardı, Fatih de evde yoktu yani Mina’nın seanstan önce uyuması lazımdı. Zaten de uyku saatiydi. ama bazen uykuya dalması uzun sürebiliyor, bazen onu uyutacağım derken uyuyan ben olabiliyorum, yani riske edemezdim. Manipüle etmeyi seçtim. şöyle bir diyalog geçti aramızda: A: mina oyuncaklarını topla.M: çok uykum vaarA: namaz kılıp gelene kadar uzanabilirsin, gelince…
Zevahir ve Prag Öğrencisi
Nuri Bilgin’in anlatımıyla Prag Öğrencisi filmi: Bu filmde yoksul, ama rahat bir yaşamın düşünü kuran ve geleceğe ilişkin tutkuları olan bir öğrencinin yaşamı anlatılır. Öğrenci, bir gün Prag dışında bir meyhanede bir içki alemine katılır; aynı anda çevrede, yüksek sosyetenin gönlünce eğlendiği bir av partisi yapılmaktadır. Av partisine katılan grubu yöneten ve ipleri elinde tutan…
Aktif imajinasyonun suyu: oyunun iyileştirici gücü
Her çocuk gibi Mina’nın da büyürken mahrum kaldığı şeyler var. En büyük mahrumiyeti geniş aileden uzak olmak. Annanesini, babaannesini, guguk dedesini, halaları, amcaları, teyzeleri ve kuzenlerini özlüyor mütemadiyen. Bazen bir kitapta bir araya gelmiş geniş bir aile resmi görünce bozuluyor, annanesinin kuzenleriyle oynadığı videoyu izlerken yüzü düşüyor. Biraz sonra geliyor bana, sen annaneymişsin, bizim evimizde…
kolayca ve zorlanarak
“Barış, savaşın yokluğu anlamına gelmez, o bir erdem, bir ruh hali, bir iyilik, itimat ve adalet duygusudur.” …
burası evimiz
Geçen hafta bugün Yeni Zelanda’dan gelen çok acı bir haberle güne başlamıştık. müslüman bir göçmen olarak sadece bu yas ve acıyla değil aynı zamanda güvensizlikle de, çok büyük bir güvensizlikle de bir anda çarpışmış ve hatta çarpılmış oldum. İlk gün sokakta gördüğüm beyaz amerikalıların gözlerine bakmak istemiyor, hiç ama hiç güvende hissetmiyordum. Sonra Amerikalı arkadaşlarımdan…
ilmek ilmek örülerek
Trevanian*’ın Shibumi’sini yirmili yaşlarımın başında okumuştum. Nicholai Hel karakterinin inşa sürecini izlemenin heyecanını hatırlıyorum. Macerası boyunca, başından geçen herşeyin, tüm zorlukların, zorluklarla mücadele ederken kazandığı yeteneklerin, öğrendiği birbirinden alakasız bir sürü şeyin bir araya gelince oluşturduğu enteresan ahengi okumak çok etkileyiciydi. Tam da onu, başka biri değil de Nicholai Hel yapacak yolculuğun ilmeklerini takip etmek,…