çok kısa bir süreliğine bile olsa bulunduğum mekana ait hissedebilmeyi severim. mesela dört beş gün süren bir eğitim mi alıyorum, o eğitimi aldığım otelin, salonun civarını hemen bir gezerim, hangi küçük esnaf varmış, hangi dükkanlarda ne varmış. ne işime yarayacaksa, oradaki nalburun, terzinin, ayakkabıcının, kuaförün, eczanenin, restoranın, pastanenin yerini bilmek bana kendimi rahat hissettirir, işte…
Ay: Ocak 2016
suçluluk duygusu
terapi eğitimleri esnasında bize her gruptan, her kültürden insanla çalışabilmeyi öğretirler, insanlar ne yaparsa yapmış olsunlar, onlara kapımız açıktır, ne yapmış olursa olsunlar yargılamadan dinleriz ve suçluluk hissettirmemeye özen gösteririz. bir yandan da danışanın suçluluk hissetmemesine de yardım ederiz. her duyguya yer vardır odamızda ama en az yer suçluluk duygusunundur. hani denir ya terapi, modern…
ayılana gazoz sıkılana limon
biz küçükken, sıkıldığımızı söylediğimizde ” sıkı can iyidir, kolay çıkmaz” derlerdi. halbuki canın da kolay çıkanı makbulmüş. neyse ben buradan canım sıkıldığında kendime ve tüm canı sıkılanlara seslenmek istiyorum: sıkıcııı!! çünkü sadece sıkıcı insanlar sıkılır. sıkılmadığımda kendime ve tüm sıkılmayanlara da seslenmek istiyorum: her dem yeniden doğarız bizden kim usanası.