bir başka dil

Bir buçuk yıl önce Ntv radyoda Judith Liebermanı ilk duyduğumda hikayesi beni acaip heyecanlandırmıştı. Beş yıl önce Türkiye’ye gelmiş, bu beş yıl içinde yepyeni bir dil öğrenip, o yeni dilin içinde rahat edip, o dilde hikayeler anlatmaya başlamış, yetmemiş radyo programı yapıyor.  Ben de buraya yeni gelmişim o zaman, derdim büyük, kendimi ingilizce içinde rahat…

30 day song challenge day 5

a song that reminds me someone: bu şarkı bana eski sevgilim superdervishi hatırlatır hep.eski sevgilim, yeni sevgilim superdervish.

30 day song challenge day 4

a song that make me sad: saçma ama bu şarkı kadar beni hüzünlendiren bir şarkı yok galiba. Babamın bir atı olsa binse de gelse,Annemin yelkeni olsa açsa da gelse,Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse, Uçan da kuşlara malum olsun,Ben annemi özledim, hem annemi hem babamı ben köyümü özledim.

30 day song challenge day 3

a song that makes me happy: bir de kasap havası var, kasap havasının yükselip dellenip çıldırdığı anlarda ben de öyle delice neşelenirim.

sabahın seherinde yola çıkardık

sokak sessiz olurdu, biraz gecikmişsek kuş sesleri sadece. hava serin olurdu ve gün ağarmak üzere.o kadar çok severdim ki o hali;  bavulları arabanın bagajına yerleştirmeyi, annemin yol için hazırladığı poğaçaları yanımıza almayı,  sabahın seherinde çıktığımız yolculukları, yolda durmaları-buz gibi su akan bir çeşme kenarında-  babamın yolculuk neşesini, (yola çıkmadan az evvelki gerginliği de geçmiş olurdu)…

babannem ve

sevgili babannem dünyasını değişti, bir kaç yıldır duasını ettiği gibi, Allah aldı yanına, zaten dönüş hep O’na. erken çocukluğuma dair hatırladığım herşeyin içinde babannem var. dinlediğim masallar, öğrendiğim dualar, oyunlar, oyuncaklar, sandığından çıkan yüzyıllık fekat devasa çikolatalar, yolculuklar, köyler, koyunlar, kuzular, sabah soğuğunda sıcağına sığınmalar, eve gelen beyaz başörtülü teyzeler, sesli zikirler, her konuya özel duaları,…