“Eşyaları farklı kategorilere ayır, hepsini tek tek incele ve hayatına neşe katanları tut, katmayanlara, hayatında artık bir işlevi olmayanlara teşekkür et ve vedalaş. Kalanları da yine kategorilere göre ayırarak düzenle ”
Marie Kondo isimli ev düzenleme ustasının ev düzenlemeyle ilgili bu tüyolarını ve daha fazlasını tidying up sitesinden öğrenebilirsiniz. Benim ilgimi bu tüyosu ve danışmanlık verdiği insanlara sorduğu sorular çekti: Evin sana nasıl hissettirsin istiyorsun? Nasıl bir evde yaşamak istiyorsun? Sonra cevaplar ışığında evdeki eşyaya tek tek bakıyorlar ve bu amaca hizmet etmeyen ve işlevi olmayan eşyalarla vedalaşıyorlar.
Benzer bir şeyi hayatlarımıza yapsak nasıl olur diye düşündüm. Nasıl bir hayat yaşamak istiyoruz buna odaklansak, nasıl işler yaparsak kendimizi bir şey başarmış ve anlamlı bir şey yapmış gibi hissedeceğiz, kendimizi nasıl görmek, kendi kendimize nasıl hissettirmek istiyoruz? gibi sorular sorsak. Sonra gündelik işlerimizi bir sıralasak, görüştüğümüz insanları, irili ufaklı projelerimizi, hobileri, zevklerimizi. Bu sorular ışığında neşe yaymayan veya işlevi olmayanlarla vedalaşsak teşekkürü de unutmadan. Mesela facebook, instagram, whatsapp grubları vs. aracılığıyla aslında takip etmeyi çok önemsemediğimiz hayatları takip ederken gerçekten önemsediğimiz dostları, akrabaları arayıp sormuyoruz. O çok önemsemediğimiz hesaplara teşekkür edip vedalaşsak, çok önemsediklerimizi arasak sorsak mesela nasıl ışıldar hayatımız bir anda merak ettim.
Aynı anda yapmaya çalıştığımız beş, altı işi bir daha incelesek. Bu işleri hayalimizde en yüksek noktalara getirsek, o hayalin bize hissettirdiğine bir baksak, bize gerçekten anlamlı bir iş başarmışız gibi hissettiriyor mu? Bunu hissettirmeyen işlerle vedalaşsak… Mağazadan bir gün tam da bu elbiseyi giyebileceğim bir etkinlik olur diye indirimde aldığımız, bir türlü o günü gelmeyen elbise gibi hayatımızda günü gelsin diye beklediğimiz işlerle, insanlarla vedalaşsak, teşekkürü eksik etmeden.
Açılan genişliğe şöyle bir baksak, derin bir nefes alsak.
“Mükemmelliğe, eklenecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey bulunamadığında ulaşılır.” Antoine de Saint-Exupéry. ·