Babam ilkokuldayken dedemin muhasebe işlerine yardım edermiş. Geceleri kardeşleri uyurken o sobanın başında bir mum ışığıyla (kardeşleri uyanmasın diye) hesap kitap yapar, defter tutarmış. Ertesi gün okulda derste uyuklarmış ama öğretmeni “ellemeyin, uyandırmayın” dermiş, bilirmiş babamın neden uykusuz kaldığını. Babamın dedeme işlerinde yardım ettiğini herkes bilirmiş. Bir kere o da yaşıtları gibi sokakta çocuklarla oynamak istemiş, bir amca gelip babamı azarlamış “senin ne işin var burada, yakışıyor mu sana” diye.. babacığım çok utanmış bunu duyunca… şimdi o güzel anısına sarılıyorum gözyaşları içinde, canım babam sen de çocukmuşsun, o amca utansınmış.
Babamın bu anısı, az evvel mabel matiz ve ayten zara’nın emekçi babalarıyla ilgili yazdıklarını görünce geldi.
Hikayeyi artık çoğunuz biliyorsunuz. Babam sık sık tırıyla sefere çıkardı ve biz onu bu haritadan takip ederdik. Çok önemliydi bu harita, o günlerimizin alnında vurulu koca bir mühür gibiydi. Gündeliğimizin ayrılmaz, bir o kadar da sıradanlaşmış bir parçasıydı. Daha uzun süren yurtdışı seferlerinde ise atlaslara ihtiyacımız olurdu. Bundandır ki bu haritanın dört köşesini ezbere bilirim. Bütün sınır kapıları, uzak doğu şehirleri, hâlâ birer mıh gibi zihnimin bir köşesinde. O şehirlerden, kapılardan birinden bir telefon gelirdi de ev şenleniverirdi birden. Gerçek şu ki, bu haritada çok teselli aramışım. Umudun, mutluluğun izini bu duvara bakarak sürmüşüm yıllarca ve yıllarca, çocuk aklımla.. Dün Eskişehir’de Maya turnemizin son konserini yaptıktan sonra, bugün bunları düşündüm uzun uzun.
Hayat çok tuhaf ve büyülü.
Hayat yıllar sonra bana aynı şehirleri, aynı toprakları kendi şarkılarımla karış karış dolaşma mutluluğunu bahşetti. Kendi iç çocuğumun şarkılarını bu coğrafyada gezdirirken, başka kimbilir kaç çocuğun kalbindeki arayışın, tesellinin sesi olduğumu hissettim. Evet bunu derinden hissediyorum.
Maya turnesiyle 30 küsür Anadolu şehri dolaşmışız son 6 ayda. Müziğimizle yeni yeni haritalar çizerken, bize eşlik ettiğiniz için sonsuz şükranlarımı sunuyorum hepinize, bütün dinleyicilerimize.
Farkettim ki, benzer acı ve sevinçlerin gölgesinde, aynı şarkıya tutunmak, başka hiçbir şeye benzemiyor.
Farkettim ki, kalbim en çok bu haritaya benziyor.