Travmatik bir yaşantı sonrası, korkmak, hayal kırıklığına uğramak ya da üzülmek normaldir. Ancak yaklaşık bir ay sonrasında bu hislerde bir sönme meydana gelmediğinde ve olay sanki tekrar tekrar yaşanıyormuş gibi hissedildiğinde kişinin travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşadığı düşünülebilir. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), beklenmedik bir anda meydana gelen, fiziksel veya duygusal bütünlüğe bir tehdit gibi algılanan, dehşet, kaygı ve panik yaratan olaylar sonrasında beliren bir stres bozukluğudur. Bu türden yaşantılar yetişkinlerin olduğu gibi, çocukların da hayatı anlamlandırma süreçlerini bozar.
Çocuklarda travmaya bağlı bazı davranışlar gözlenebilir;
-Uyku bozuklukları ve kabuslar,
-Yeme, giyinme, tuvalet alışkanlığı gibi önceden edinilmiş becerilerde farklılıklar, geriye dönüşler,
-Konsantrasyon güçlükleri ve buna bağlı olarak okul başarısında düşme,
-Travmatik yaşantıyı hatırlatan olaylar hakkında konuşmaktan, düşünmekten kaçınma,
-Travmatik yaşantıyı hatırlatan aktivitelerden, mekanlardan kaçınma,
-Travmatik olayla ilgili tekrar eden takıntılı düşünceler, konuşmalar veya oyunlar,
– Artan gerginlik, öfke,
– Psikosomatik yakınmalar, bilhassa baş ağrısı ve karın ağrısı
– Korku ve kaygı -bilhassa travmatik yaşantıyla ilgili konularda belirginleşir
– Çocuğun önceki davranışlarından farklı olarak bir anda kıpır kıpır, huzursuz olması, ya da tam tersi uykulu, donuk olması, her fırsatta ağlaması, tanıdığı nesnelere aşırı bağlanması, değişiklikle baş etmede zorlanması görülen tepkilerdir.
Travmatik yaşantının TSSB oluşturması riski bazı faktörlere bağlıdır:
-Çocuğun olayı kendi yaşamına veya başka birinin yaşamına tehdit olarak algılaması; olay ne denli tehdit edici olarak algılanırsa TSSB riski o ölçüde büyüktür.
-Çocukla travmatik yaşantı arasındaki mesafe
-Yetişkinlerin travma ile ilgili verdikleri tepkiler; çocukların başından geçen travmatik olayı nasıl algılayacakları, büyük ölçüde çevresindeki yetişkinlere, özellikle anne-babalarının verecekleri tepkilere bağlıdır.
Travmanın büyüklüğü, arkasından yaşanılan süreci de etkiler. Bu nedenle, travmalar iki ana kategoride ele alınır. Birinci kategoriye daha büyük travma yaşatan; deprem, sel, kazalar, sevilen bir yakının ölümü gibi olaylar , ikinci kategoriye travma etkisinin daha hafif hissedildiği; okula başlarken anneden ayrılma, okulda öğretmeni tarafından azarlanma gibi olayları koyabiliriz. Sıkıntı yaratan olay her ne olursa olsun, çözüm ve müdahale için geç kalınmamalıdır.